5 Mart 2011 Cumartesi

Ustalara Saygı Kuşağı(1): GIANFRANCO ZOLA

1966 yılının Temmuz ayında düzenlenen Dünya Kupası İngiltere'nin kazandığı son uluslararası kupa olarak havaya kaldırmakla meşgulken, Arjantin'de düyayı yerinden sallayacak bir bücür 7 yaşına basmak üzere günlerini sayarken, Avrupa'nın en büyük klubü olmak için Real Madrid ve Partizan kapışırken, insanlık Ay'a gitme umudunu taşıyorken İtalya'nın Sardinya şehrinin Oliena kasabasında bir bebek dünyaya geldi. Zola ailesi çocuklarına tipik İtalyan adı olan Gianfranco'yu uygun gördüler. Gianfranco ergenlik yaşlarında merak saldığı futbola ilgisini yerel bir kulüp olan Nuorese'ya giderek geliştirmeye başladı. 18 yaşına geldiğinde ilk profesyonel kontrata imzasını atan Gianfranco, oynadığı kulupte 31 defa forma giydi ve 10 gol atabilme başarısı gösterdi. 1986 yılında ailesiyle birlikte Sardinya'dan taşınmak zorunda kaldı. Sassari kentine taşınana Zola burada da İtalya'nın Seri C kuluplerinden olan Torres'de futbol hayatına kaldığı yerden devam etti ve Napoli scoutları kendisini 1989 yılında keşfedene kadar 88 maçta top peşinde koşup 24 gol attı.


1989 yılında Napoli'ye imza attı. Zola doğduğunda 6 yaşında olan bücür çok yol katetmiş ve dünyanın gelmiş geçmiş en iyi futbolcusu olarak gösteriliyordu. Zola ise takıma bu bücürün yani Maradona'nın yedeği olarak alınmıştı. Bu noktadan itibaren Zola bir Tsubasa edasıyla antremanlarını asla kaçırmıyor, antreman sonrası ise Maradona'nın ayağına bakıyor, iki-üç hareket öğrenebilmek için ekstradan Maradona'yla birlikte çalışıyordu. "Duran topların usta ismi olmayı Maradona'dan öğrendim" diyor Zola. Sezon başladığında ise çoğu zaman yedek kulubesinde oturan genç yetenek , herkes gibi Maradona'yı sahada hayranlıkla izliyordu. Maradona 1989 yılında olmasa da 1990 yılında Napoli'yi şampiyon yaptığında Zola 25 yaşına gelmişti. 1991 yılında Maradona Napoli'den ayrıldığında artık takımın tek bücürü Zola idi. Zola'nın sırtladığı Napoli  İtalya Süper Kupası'nı 1991 yılında kazandı ve aynı yıl ilk defa milli oldu. -asıl milli olduğu yaşı bilemeyiz tabi ki- 1993 yılına kadar takımda kaldı ama Maradona'yı kaybedince kendilerini de kayıp ilan eden Napoli artık sıradan bir anadolu takımıydı ve Zola'nın burada harcanmaması gerekiyordu. 1993 yılında 105. kez formasını giydiği Napoli'de 32. golünü kaydederek Napoli'ye veda ediyordu. O'nu takımında görmek isteyen ise 90'larda altın çağını yaşayan Parma'nın yaşlı kurdu Nevio Scala idi.



Parma 92-93 sezonunda Kupa Galipleri Kupası şampiyonu olmuş ve Avrupa'nın tozunu attırmaktaydı. Zola ise geldiği seneden itibaren takımın vazgeçilmez oyuncularından birisi olmuştu. İtalyan Melli ve Kolombiya'lı Asprilla'lı kadrosuyla dosta güven düşmana korku salan Parma 93-94 sezonunda Zola'nın da takıma adapte olmasıyla birlikte yine Avrupa'nın tozunu attırıyor fakat ligde istenilen başarı bir türlü gelmiyordu. 93-94 sezonunda Kupa Galipleri Kupası'nda finale Zola ve Broli'nin taşıdığı Parma Arsenal'e kaybediyor ve ligi de 5. sırada bitiriyordu. 94-95 sezonunda ise ligde yine istediğini elde edemeyip ligi 5. sırada bitiren Parma 93 yılından bu yana sürdürdüğü Avrupa'da final oynama geleneğine bu sefer UEFA Kupası'nda devam ediyordu. Bu defa Zola'nın partneri Dino Baggio idi ve UEFA Kupası finaline kadar oynanan maçlara damgasını vuran bu ikili nin karşısında finalde Juventus vardı. Juventus'u kendi evinde 1-0 ve deplasman ise 1-1 lik skorlarla deviren Parma 94-95 sezonunun UEFA Kupası şampiyonu oluyordu. Zola takımın bir numaralı yıldızıydı ve 95-96 sezonunda ise çıta yine Avrupa'da başarı ve ligde şampiyonluk yarışı idi. Fakat UEFA Kupası'na Çeyrek Finalde veda eden Parma ligi de 6. bitirerek büyük bir hayal kırıklığı yaaratıyordu. Yaşlı kurt Envio Scala ile bu kadar diyen Parma Orta Yaş bunalımına girmiş Carlo Ancelotti ile masaya oturuyor ve şampiyonluk planları yapıymaya başlıyordu.


İtalya Milli Takımı'nın da umudu olan Zola İngiltere Euro 96 kadrosuna davet edildi. Güzel bir turnuva geçirmesine rağmen ilk turda Almanya karşısında "yıldızlar penaltı kaçırır klişesini" haklı çıkartarak kullandığı penaltısını kaçırdı ve İtalya evinin yolunu tuttu. İlginçtir çok uzun süren kariyeri boyunca sadece 35 kez milli olmuş ve 10 gol atabilmiştir. 97 yılından sonra ise bir daha milli takıma çağırılmadı.



96-97 sezonu Parma yine Avrupa'da başarı ve ligde şampiyonluk parolasıyla başlamıştı. Carlo Ancelotti'nin sıkı sisteminin en önemli parçası olacağı tahmin edilen Zola, Ancelotti ile anlaşamıyor fakat yine de 10 golle takımın en golcü futbolcusu olmayı başarıp takımının ligi Juventus'un ardından ikinci sırada tamamlamasını sağlıyordu.. Bu anlaşmazlığın üzerine Zola sezon Parma ile birlikte çıktığı 102. maçında 43. golünü attıktan sonra Ruud Gullit'in kurduğu Chelsea'ye 4.5 milyon Pound karşılığında satılır ve efsane olacağı evi olan Stamford Bridge'e gider.

Zola'nın yıldızlaştığı Chelsea 97-98 sezonunda rüya gibi bir sezon geçirerek hem Lig Kupası'nı hem Kupa Galipleri Kupası'nı hem de Süper Kupa'yı müzesine götürüyordu. Hafızalara kazınan gollerinden birisini ise Kupa Galipleri Kupası finaline yedek başlayıp, girer girmez gol attığı Stutgart maçıdır. Tüm bu başarıların ardından İngiltere'de yılın futbolcusu ödülüne layık görülüyor, 25 numaranın simgesi haline geliyordu. Hedefi Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu olan Zola ve Chelsea 99-00 sezonunda Çeyrek Final'de Barcelona'ya yenilirken Zola 3 gol atıyordu. Zola'nın taşıdığı Chelsea ligde sezonu ilk 4 içinde bitirirken F.A Cup şampiyonluğuna ulaşıyordu. O zamanlar partneri Flo ile gerçekten müthiş bir ikili olmuşlardı üstelik Ali Sami Yen'de de canımızı yakmışlardı.


Artık 34 yaşına merdiven dayayan zorla Chelsea'de gollerini atmaya ve attırmaya devam etti. Ranieri takıma geldikten sonra yeni partnerleri Jimmy Floyd Hasselbaink ve Eidur Gudjohnsen ile takımını Premier Lig'de ilk dört arasına sokmayı başardı. 2003 yılında kulübün Abramovic'e satılmasıyla tüm büyünün tadı kaçtı ve takımdan ayrılma kararı verdi. Kendisine özel düzenlenen bir törenle giydiği 25 numaralı forma emekli edildi ve İngiliz futboluna kattığı yarardan ötürü şovalye ilan edildi. Chelsea'de 229 defa forma giydi ve  59 gol attı. Son golünü, son maçında Liverpool'a karşı inanılmaz bir dribling ile atması taraftarı onun gözünde daha da yüceleştirdi. Duran topların usta ismiydi, ince pasların adamıydı, sihirli dokunuşlara sahip bir büyücüydü her şeyden önce ise tam bir centilmen ve kusursuz bir kaptandı.

Chelsea'den ayrıldıktan sonra Serie B'nin ve doğduğu Sardinya şehrinin yolunu tuttu. Cagliari forması giydi. 74 defa Cagliari formaı giydi ve 22 gol attı. Kariyerinin 193 golünü Juventus'a attı ve Haziran 2005'te 38 yaşında emekli oldu.









Emekliye ayrılmasına en çok basınımız üzüldü çünkü her transfer döneminde Zola, kaç yaşında olursa olsun, mutlaka Fenerbahçe'ye geliyordu. Artık iki-üç seneye kalmaz teknik direktör olarak getirilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder